

İşçi ile işveren arasındaki iş akdi çeşitli sebeplerle sona erebilir. İşçinin ölümü, tarafların anlaşması (ikale sözleşmesi) ve belirli sürenin dolması iş sözleşmesini sona erdiren genel nedenlerdir. İş sözleşmesi taraflardan birinin tek taraflı feshi ile de sona erebilir. Bu halde işveren tarafından iş akdi feshedildiğinde yani işçi işten çıkarıldığında işçinin bir takım hakları doğar. Bu haklara kıdem ve ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti vb. örnek olarak gösterilebilir.
İş sözleşmesinin tarafların anlaşmasıyla yani ikale sözleşmesi ile sona ermesinde taraflar arasında tazminat borcu doğmaz. İşçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gibi iş güvencesi hükümlerine dayanarak da işe geri dönemez. İş sözleşmesinin anlaşma ile sona ermesinin geçerli olabilmesi için işçinin açık rızasının ve makul yararının bulunması gerekmektedir.
Belirli süreli iş sözleşmesi süresi dolduğu anda herhangi bir şeye gerek olmadan kendiliğinden sona erer.
İşçinin ölümü iş sözleşmesini sona erdirir. İşverenin ölümü halinde ise onun yerini mirasçıları alır ve iş yerinin devrine ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
İş sözleşmesi taraflardan birinin sözleşmeyi sona erdirmeye yönelik irade açıklamasıyla yani fesihle sona erebilir. Fesih bozucu yenilik doğuran bir haktır. Feshin sonuç doğurabilmesi için fesih beyanının karşı tarafa ulaşması gerekmektedir. Fesih şartları, hüküm ve sonuçlarına göre bildirimli (süreli) fesih ve bildirimsiz (süresiz, haklı sebeple) fesih olmak üzere ikiye ayrılır.
İş sözleşmesi sona erdiğinde işverenler işçilerin ileride kendilerine karşı dava açmasının önüne geçmek için işçiden, kanundan ve sözleşmeden kaynaklı tüm haklarını aldıklarını ifade eden bir belge alırlar. Bu belgeye ibraname denir. Uygulamada çok sık kullanılan ibranamenin hukuki sonuçları Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. İbranamenin geçerlilik şartları:
Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.
İbraname gerçeği yansıtmıyorsa işçi ibranameye imza atmış olsa bile dava açarak ödenmeyen haklarını talep edebilir.
İş sözleşmesi işveren tarafından feshedildiğinde işçi feshin geçerli bir nedene dayanmadığını düşünüyorsa işe iade davası açabilir. Bu davada feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı tespit edilir. İşçinin işe iade davası açabilmesi önce zorunlu arabuluculuğa başvurması ve arabuluculukta anlaşma sağlanamamış olması gerekmektedir.
İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde işe iade davası açılabilir. İşe iade davasının şartları:
Feshin geçerli bir nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir.
Arabuluculukta anlaşma sağlanırsa işçi işe iade davası açamaz.
Dava sonunda işe iade kararı verilmesi halinde işçinin işe başlamak için karardan itibaren on gün içinde işverene başvurması gerekmektedir. İşveren başvurudan itibaren bir ay içinde işçiyi işe başlatabilir ya da başlatmaz. İşveren işçiyi aynı şartlar altında işe başlatacaksa resmi bir çağrı yapar. Eğer işveren işçiyi işe başlatmazsa, işçi işe başlatmama tazminatına ve boşta geçen süre ücretine hak kazanır. İşe başlatmama tazminatı en az dört en çok sekiz aylık ücrete; boşta geçen süre ücreti ise en çok dört aylık ücrete karşılık gelir.
Kıdem tazminatı işçinin en önemli haklarındandır. İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için;
İşçiye kıdem tazminatına hak kazandıran haller:
İşçinin kıdem tazminatı kazanamayacağı haller:
Kıdem tazminatı işçinin giydirilmiş brüt ücreti üzerinden hesaplanır ve her yıl için bir aylık giydirilmiş brüt ücret ödenir. Kıdem tazminatında tavan uygulaması vardır. Kıdem tazminatının bir yıllık tutarı en yüksek devlet memurunun alabileceği emekli ikramiyesine esas aylık tutarı geçemez. (2021 yılı kıdem tazminatı tavanı: 7.638,96 TL)
KIDEM TAZMİNATI=GÜNLÜK GİYDİRİLMİŞ BRÜT ÜCRET x 30 x ÇALIŞMA SÜRESİ (yıl olarak)
Kıdem tazminatı beş yıllık zamanaşımına tabidir.
İş sözleşmesini feshedecek tarafın, işçinin çalışma süresine göre kanunda belirtilen sürelerde ihbarda bulunması gerekir. Yani sözleşmeyi feshedecek taraf fesih tarihinden belirli bir süre önce fesih iradesini karşı tarafa bildirmelidir. İhbar sürelerine uyulmadan yapılan haksız fesihlerde o sürelere karşılık olarak ihbar tazminatı ödenir. İhbar tazminatını bildirim sürelerine uymayan işçi ya da işveren öder. Bildirim süreleri:
İhbar tazminatı da kıdem tazminatı gibi giydirilmiş brüt ücret üzerinden hesaplanır.
İHBAR TAZMİNATI = GÜNLÜK GİYDİRİLMİŞ BRÜT ÜCRET x İHBAR SÜRESİ (gün olarak)
İhbar tazminatı beş yıllık zamanaşımına tabidir.
İş sözleşmesi işveren tarafından kötüniyetli olarak feshedilen işçi kötüniyet tazminatı almaya hak kazanır. Kötüniyet tazminatı bildirim sürelerinin üç katı kadardır. Yani işveren işçiye ihbar tazminatının üç katı kadar kötüniyet tazminatı öder. Kötüniyet tazminatı ihbar tazminatından bağımsız, ayrı bir haktır. Kötüniyet tazminatını işçi işverenden talep edebilir; işveren işçiden isteyemez.
İş sözleşmesi işveren tarafından bildirimle feshedildiğinde, bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için ücret kesintisi yapmadan iş arama izni vermek zorundadır. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden önceki günlere denk getirmek ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır.
İşveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücret işçiye ödenir.
İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ek olarak, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder.
İşçi çalıştığı sürelerde yıllık izinlerinin tamamını ya da bir kısmını kullanmamış olabilir. Yıllık izin süresinde çalışan işçi kullanmadığı yıllık izinlerin karşılığı olarak ücrete hak kazanır. İşçinin yıllık izne hak kazanabilmesi için en az bir yıllık kıdeminin olması gerekmektedir. Yıllık izin ücret alacağı fesih tarihindeki ücret üzerinden hesaplanır. İşveren işçiye yıllık iznini kullandırdığını ya da ücretini ödediğini yazılı belgeyle ispat etmek zorundadır.
Yıllık izin süreleri:
On sekiz yaşın altındaki ve elli yaşın üstündeki işçilerin yıllık izin süresi yirmi günden az olamaz.
Ulusal bayram ve genel tatil günleri:
Sözleşmede aksine hüküm olmadığı takdirde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmak zorunda değildir. Bu günlerde çalışan işçi kaç saat çalıştığına bakılmaksızın bir günlük ücret alacağına hak kazanır. Bu hakkını alamayan işçi iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverenden talep edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatil ücret hakkı beş yıllık zamanaşımına tabidir.
İşçiye belirlenen iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla yedi günlük zaman dilimi içinde hafta tatili olarak adlandırılan en az bir gün (kesintisiz yirmi dört saat) dinlenme verilir.
Hafta tatilinde işçi çalışmasa bile bir günlük ücrete hak kazanır. Eğer işçi hafta tatilinde çalışmışsa bir günlük ücrete ek olarak günlük ücretin yüzde elli fazlasını da hak eder; yani hafta tatilinde çalışan işçi iki buçuk günlük ücrete hak kazanır.
Asgari geçim indirimi işçilere uygulanan bir vergi indirimidir. 2007 yılından beri işçiye işveren tarafından devlet adına ödenen bir paradır ve işverenin gelir vergisinden düşülür. Bu gelir vergisi indiriminin tutarı; işçinin medeni durumuna, evliyse eşinin çalışıp çalışmamasına ve varsa çocuk sayısına göre değişiklik gösterir. Asgari geçim indiriminin her ay ücretle beraber nakden ödenmesi gerekmektedir; ödenmediği taktirde işçi bu alacağını kıdem tazminatı ve diğer işçi hakları ile birlikte işverenden talep edebilir.
İşveren işçilerine eşit davranmakla yükümlüdür. İşveren bu yükümlülüğünü ihlal ederse işçi dört aylık ücreti tutarında ayrımcılık tazminatı talep edebilir.
|
İşçi sendikaya üye olma hakkına sahiptir. İşçinin bu hakkı Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınmıştır. İşveren işçisine sendikal nedenlerle ayrımcılık yapar veya onu işten çıkarırsa işçi diğer haklarının yanında sendikal tazminata da hak kazanır. İşçinin sendikal tazminat talep edebilmesi için bir sendikaya üye olması şart değildir; işverenin sendikal nedenle ayrımcılık yapması yeterlidir.
İşveren ya da diğer çalışanlar tarafından mobbing kapsamındaki davranışlara maruz kalan işçi, bu davranışlar nedeni ile uğradığı zararların giderilmesi için işverenden manevi tazminat talep edebilir.
İşten çıkarılan işçi işsizlik ödeneği hakkına sahiptir ancak bunun için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. İşsizlik ödeneğinin şartları:
KOD 29 nedeniyle işten çıkarılan işçi işsizlik ödeneği alamaz; ancak gerçek fesih nedenini (işsizlik ödeneğine hak kazandıran) dava ile ispat edebilirse işsizlik maaşını toplu olarak alabilir.
İşsizlik ödeneği SGK tarafından ödenir.
KOD 29 NEDİR?
İş Kanunu m.25/2’ye dayanan iş sözleşmesinin feshi SGK tarafından KOD 29 olarak ifade edilmektedir.
İş Kanunu madde 25’te işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı düzenlenmiştir. Bu maddenin 2.fıkrasında düzenlenen “işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı hal ve davranışları” nedeniyle iş sözleşmesi işveren tarafından sona erdirilen işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamaz. Ayrıca KOD 29 ile işten çıkarılan işçi işsizlik ödeneği alamayacağı gibi yeni bir iş bulmakta da zorluk çekmektedir.
Dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 salgını nedeniyle ülkemizde işçilerin işten çıkarılması yasaklanmıştır ancak KOD 29 bu yasağın dışında tutulmaktadır. Bu nedenle işverenler birçok sebepten ötürü işçi çıkartırken haklı ya da haksız olarak KOD 29’u uygulamaktadır. Maalesef KOD 29 işten çıkarma yasağını delmek için kullanılmakta ve işçinin hak kaybı yaşamasına sebep olmaktadır.
|
İŞ HUKUKU KONUSUNDA YARDIMA MI İHTİYACINIZ VAR?
İş hukuku, oldukça kapsamlı ve bilgiye dayalı konulardır. Soru veya danışmanlık talepleriniz için lütfen işçi / işveren hukuku avukatlarımızla temasa geçmekten çekinmeyin. Zira yapılabilecek basit hatalar geri dönüşü olmayan sonuçlara sebep olabilir.